Cuma, Ağustos 28, 2009

***...medya ahlakı...****


şimdi sizlere yılın 365inden sadece birinde özellikle 20:30 ile 00:00 saatleri arasını meşgul eden bir medyadan bahs edeceğim.

evvel sabah saatlerinde yayınlanan programlardan başlayalım isterseniz.hani şu insan piskolojisini sonuna dek bozma çabası içerisinde şişirilmiş medya oyunlarıyla insan hayatlarındaki acı,kayıp ve cinayetlerin masaya yatırılıdğı kadın programlarından.arkası yarın niteliğindeki bağımlılık yapan bu programların,günümüzde artan cinnet ve cinayet vakalarını artırdığının kanaatindeyim.nitekim birtakım sorunları olan hanımların yahut beylerin bu tarz programları izlemeleri neticesinde,programda gelişen olayları kendi hayatlarına yansıtmalarının kaçınılmazlığı günümüzdeki çirkinlikleri tetiklemektedir.öyle ki pekçok piskiyatrist normal bir insana dahi böyle programları tavsiye etmemektedir.

öğlen saatlerine geçtiğimizde karşımızda beliren izdivaç programları,dünya evi denilen kutsal ve sevgi dolu mekanın insanların gözü önünde çirkinleşmesine sebep olmaktadır.istekleri doğrultusunda eş arayan adayların kendilerini düşürdükleri durumu kenara bırakın,nasıl çıkar evliliği yapılır sorusuna cevap vermek için adeta yarışmalarını seyretmek yeterince üzücü.ayrıca toplum örf ve adetlerimize uymayan bu izdivaç programları,insan mahremiyetini de bizlere unutturmaktadır.nitekim bu programlara katılanlar hakkında iyi şeyler düşündüğümü de söyleyemiyeceğim.

öğleden sonraları okul çıkışı sebebiyle çocuklar için yapılmış dizilere rastlıyoruz.eğitim ve eğlence amaçlı sevimli filmler yerine,sihirli dünyalar adı altında yetişen ve kendilerini daha küçük yaşlardan pencerelerden atan bu çocuklardan gelecekte birşeyler beklemenin de yanlış olduğunun inancındayım.

gelelim bol taraflı ana haber bültenlerinden(ki haber kanalları harici olanlar)sonra başlayan binbir çeşit diziye.hani şu gecemizi mahveden dizilere.Türk toplumunun ahlakını çökertmek için medya tarafından kullanılan diziler...

herşeyi mübah göstermekteler.sevgi,aşk,dostluk gibi yüce kavramların altlarına gizlendirilmeye çalışılan ahlaksızlar,çığrından çıkmış vaziyettedir.dizileri sevdiğimden değil,sırf toplumun etkisini merakımdan şöyle bir göz atıyorum.bir dizide kız,ablasının evleneceği müstakbel eniştesinden aşk adı altında hamile kalıp,ablasından gizli gizli eniştesiyle buluşurken,bir başka dizide bir geceliğine pazarladığı bir kadına aşık olan bir adamı seyrediyoruz.bir de bunlar bize olağanmış gibi gösteriliyor.bir adamın peşinden ailesini ezerek koşan bir başka genç kız da işin cabası.gençleri etkisine almaya çalışan bir başka dizide kardeş bildiği arkadaşı,sevgilisini elinden alıyor ve aşk yaşıyor.ötekiyse halinden gayet memnun bir halde arkadaşlığını sürdürüyor.öteki dizideyse yeğenine aşık bir kadının kocasından gizli çevirdiği işler anlatılıyor.bizse saf saf ''seviyo işte kız'' deyip onu haklı çıkarıyoruz medyanın yardımında.bir ötekisine bakalım.genç kız özgür olduğunu iddia ediyor,onun içinse özgürlük kavramı dışarıda yiyebileceği affedersiniz her türlü halta tekabül ediyor.yeterince dejenere olmuş bizleri daha çok yıpratıyor,daha çok etkisi altına alıyor.modern bilinen avrupa kendini bu çirkinliklerden arındırmaya çabalarken,biz seve seve içine girmeye çalışıyoruz.

gerçeklerin bilinçsizliğinde birbirlerine yemek sofrasında hakaret eden bir grup insanı seyredip,küçülüyoruz.yahut skeç adı altında küfür dolu içeriği boş programları izleyip,çirkinliklere gülüyoruz,alkışlıyoruz onları.keşke sadece boş şeylerle eğlensek.devamında...

bizde ne ar,haya kalıyor ne de ahlak.

hem bu sayede gerçekler bize unutturuluyor,uyutulan bir millet oluyoruz.tıpkı Banu Avar'ın belgeselinde anlatıldığı gibi.sabah bir kalkıyoruz ki savaşlar,imzalatılamaya çalışılan yeni yeni sevrler,çatışmalardaki şehitler vb.

medyanın hayatımızdaki etkisinden kurtulup,bir an evvel bilinçlenebilmemiz dileğiyle...