Pazartesi, Kasım 16, 2009

adem olmak...




anekdot;




"adem olmak" tabiriyle kastedilen,toplum tarafından genel kabul görmüş bir ahlaka,kültüre,tavra ve adaba sahip olmaktır.bizim toplum dibe vurmaya çalışıyorsa,genel kabul gören kalıplar bütünü acaba nasıl ve ne kadar doğru şekil alabilir?



ekimin güneşli,hafif esintili harika bir günüydü bahar kokusunu saldığı...aslında tam hatırlamıyorum,kasım başı da olabilir bahsim.



yaz tatili dönüşünden beri rutin olarak devam ettiğim bostancıdaki dil kursuma gidiyordum.evim bu yazbaşı itibariyle çamlıca eteklerinde olduğundan önce altunizadeye iniyordum,ordan da üsküdar-bostancı arasındaki hatı kullanarak bostancı yolunu tutuyordum.


2 otobüs değiştirince,mesafe de uzun olunca yıllardır aşina olduğum otobüs ve durak muhabbetleri benim için vazgeçilmezleşiyordu.bazen öyle abartıyorum ki insanlar fazla samimiyetime teşekkür dahi ediyorlardı.garipsediklerini bilsem bile hepimiz kardeşiz felsefemden kurtulamıyordum.kimi zaman yaşlı bir dedeyle,nineyle olan sohbetim,kimi zamansa elimdeki şekeri dahi yanımdaki o koskoca amcaya uzattıktan sonra,amcanın "paylaşmak güzel şey"deyip çocuk gibi sevinmesiydi mutluluğum.


aslında bu yolla çok daha fazla insan tanıyabiliyordum.-zaten bi nevi hümanisttim ,kelime insanları aşırı sevmenin tam karşılığı olabilecekse eğer.-bence bu devirde insanları 2 şekilde tanıyabilirdik;birincisi herkesin tüm hayatı sergilemekten büyük memnuniyet duyduğu facebook,bir diğeri de sosyal ortamların bence baştacı olan iettler.sözgelimi bu yaklaşım tabii.


o gün,bostancı otobüsünde bir teyzenin yanında yer buldum.hemen yanımdaki dörtlü koltukta 4 genç kız muhabbet ediyorlardı.hemen karşımda da gözleri pekiyi görmeyen bir genç kız daha.



otobüslerde aslında olmadık diyeceğiniz insanlardan bile çok fazla kültürel bilgi öğrenebilirsiniz.mesela ben taksim-beşiktaş-sarıyer otobüsünde umursamaz tavırları olan bir teyzeden arnavutköy hakkında bi dolu ,çoğumuzun bilemeyeceği bilgiler edinmiştim.tabii hep böyle olmayabilir,işler ters gidebilir,pekçok dedikodu da dinleyebilir,sıkılabilirsiniz orası ayrı mevzu.:)



yandaki gençlere ister istemez kulak vermiştik.anladığım kadarıyla kızlar özel üniversiteye henüz bu sene başlamışlardı.yaşıttık.doğrusu ben biraz daha küçüktüm.tabii benim okulum her ne kadar kasımda başlayacak olsa da Türkiyede okullar açılmıştı.



kızlar,şöyle sokakta onlarcasına rastlayabileceğiniz,fabrikanın tek tip üretimi gibi tarzları olan kızlardı işte.en bayıldığım yanlarıysa konuşma tarzlarıydı.bir kelimeler nasıl bu kadar yuvarlanabilirdi?Türkçe nasıl bu kadar bozulabilirdi?bu neceydi?anlam veremedim.tek bildiğimse Okan Bayülgen yahut muhterem Metin Uca gibi insanların zeki ve kültürlü sayılabilcek sivri eleştirilerine layık olduklarıydı.

o esnada Burak denen çocuğun ne derece vasıflara sahip olduğunu,kızın kurlarını ve arkadaşlarının kızı dizilerdeki bihter karakterlerine benzetmelirini de öğrenmiştim.


ne kadar da önemli ama değil mi?tabii bunlar anlayabildiğim kadarı.amacım ahlak ahkamı kesmek değil belki ama gençler arası espritüel yahut güncel muhabbet ve davranışların da seviyesi olması gerektiği taraftarıyım.



bakışlarım öyle deliciymiş ki karşımdaki kız beni anlarcasına ve bana hak verircesine gülümsedi.yanımdaki yaşlı teyzeyi beraber otobüsten inmesine yardımcı olduk,4 kızın yaşlı nineye olan küçümser bakışları altında.ve muhabbete koyulduk.

inmem gereken durağa geldik ve tesadüfen o da benimle indi.vedalaşırken bana sımsıkı sarıldı.ben de ona.



bu kız onlar kadar boyalı değildi,ilgi çekme çabasıyla da yanıp tutuşmuyordu.doğallığı ve doğallıktan yana oluşum bizi buluşturmuştu.


şimdi başlık neden adem olmak ki diye bana sorucaksınız biliyorum.


efendim,daha neden olsun.


belirli kalıplar çıkarıp,kendimizi onlarla standartlamayalım dedikçe yeni fikirler yerine aşırı ahlak kaybı bulduk.anlattıklarım sadece yansımalarıydı.


oysa adem olmak,adam olmak ne okula ne de giyinişe bakardı.süse püseyse kafasını kaldırmazdı.

böyle insanlar mı ileride kardeşime,daha 1 yaşında olan kuzenime öğretmen olucaklardı?bunlar mı fikirler üretip ülkeyi yöneticeklerdi?

sırf kızlar değil,geçenlerdeki gibi, mantık dışı,stratejisi dahi olmayan bilgisayar oyunlarının başında ölen çocuklar mı atalarımın emanetlerini yükleniceklerdi.


"anne baba ve arkadan gelen bir deli(çocuk)"sözüne nazire gibi oldu cümlelerim.


insanlıktan,ahlaktan yoksunluğa ,yapaylığa doğru çığ gibi büyüyen zevklerimiz,bizi ademlikten ederken...afedersiniz yine sinirlendim devam edemeyeceğim...