Çarşamba, Mart 17, 2010

Mart'ın 18'inde ve 18'imde...


Düşün bakalım genç,hatırlarsın belki,

senin için ölmüş dedelerini,ay yıldızın üzerine yaslandığı alı...

ruhun titremiyor mu hiç,en azından bir martın bir 18'inde de mi dolmuyor gözlerin?
yazık!

halbuki O'nlar senin için kocaman bir destanı cesareti hiçbir vakit kaybetmemiş kanlarıyla yazdılar,

sense...

Mart'ın 18'inde ve 18'imde gözlerim atalarıma layık olup olamadığımın vicdan azabını çekip,ecdadım için gözyaşları dökerken,sana işte böyle nida ediyorum.

ve bir yarımadadan esip gelen rüzgar başımı okşayıp,yanaklarıma değerken İstanbul boğazında,dedelerimi yad ediyorum...

Allah,bu gökkubbeden hilali ve yıldızı esirgemesin...